İLETİŞİM : 0224 452 4 966

Danıştay Kararları

Daire Adı Esas No Karar No Karar Tarihi Özet
T.C. DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1672 2020/94 19.02.2020 Hakkında vergi incelemesi başlatılan davacı takdire sevk edilmiş, takdir komisyonunca henüz matrah takdir edilmeden inceleme tamamlanarak davacı hakkında vergi tekniği raporu düzenlenmesi üzerine takdir komisyonunca anılan vergi tekniği raporundaki tespitler esas alınmak suretiyle beş yıllık genel zamanaşımı süresi dolduktan sonra matrah takdirine gidilmiştir. Anılan takdir komisyonu kararına istinaden tebliğ edilen ihbarname içeriği vergi ve cezanın kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Israr kararında, idare tarafından takdire sevk tarihi dikkate alınarak takdir komisyonuna sevkin zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığı kabul edilmiş ve tarhiyatın hukuka uygunluğu bu yönüyle değerlendirilmiştir. Ancak yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, Kanun'da takdir komisyonuna başvurulmasına bağlanan ve belirlilik ve öngörülebilirlik arz eden hukuki sonuç zamanaşımının durması olduğundan takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi dikkate alınarak olayda zamanaşımının bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi, zamanaşımının bulunmadığının tespiti halinde takdir komisyonu kararının verildiği tarih itibarıyla resen tarh nedeninin bulunup bulunmadığı ve resen takdir edilen matrahın hukuka uygun olup olmadığı hususları da araştırılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen temyize konu ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2018/702 2018/921 14.11.2018 Uzun süredir istikrar kazanan kazai bir uygulama olan takdir komisyonlarının KDV indirim yetkisinin olmadığı hususu, mahkemelerce bu gerekçe ile verilen kararlar bir şekilde sahte ya da yanıltıcı belge kullanarak KDV indirimi elde eden mükelleflerin yüzünü güldürüyordu. Vergi Dava Daireleri Kurulu'nca yapılan görüş değişikliği ile bundan sonra takdir komisyonlarının bu yönde verdikleri kararların yargı organlarınca da tasdik edileceğini, diğer bir deyişle bu yönde salınan vergi veya cezaya karşı açılan davanın RETLE sonuçlanacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte mahkemenin bundan sonra belirlenen konuda dikkate alacağı kriter takdir komisyonlarının karar verirken usul ve esas açısından muteber bir inceleme raporuna dayanıp dayanmadığı ya da yaptığı incelemenin hukuken kabul edilip edilemeyeceğidir.
Yargıtay Onbirinci Ceza Dairesi 2018/3828 2018/7955 15.10.2018 Tüzel kişilerin vergi kanunları yönünden sorumluluğunun 213 sayılı VUK'nun 10 ve 333. maddelerinde düzenlenmesi, aynı Kanun'un 359 ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağının öngörülmesine; tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç iştirak halinde işlenmemiş ise, ceza sorumluluğunun, suçta ve cezada şahsilik ilkesi gereğince, temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olması karşısında; sanıkların bu kapsamda suça ne şekilde iştirak ettiklerinin ve sorumluluklarının tespit edilmesi.
Danıştay Dokuzuncu Daire 2015/4307 2018/1479 12.03.2018 Vergi borçlusu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucu şirkete ait beş adet aracın üzerine haciz uygulanmasına karşın, Davalı İdare tarafından şirket mal varlığının vergi borcunu karşılamayacağı ileri sürülerek takibatın sonuçsuz kaldığı belirtilmiş ise de hacizli araçların satış işlemlerinin gerçekleştirilip vergi borcunun karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi ve kamu alacağının şirketten tahsil edilebilmesi için tüm takip yollarının tüketilmesi gerekirken, bu işlemler tamamlanmadan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, Kanuni temsilci sıfatıyla kişilerin takip edilebilmesi için amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil edilemediğinin somut bir biçimde ortaya konulması gerektiği...
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/626 2018/51 07.02.2018 1 Seri No.Lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.6.2.4.3" Bölümünün İkinci Paragrafına İlişkin.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/681 2018/50 07.02.2018 1-KONUT TESLİMLERİNDE NET ALAN TANIMI 2-KDV UYGULAMASINDA NET ALAN 3-KDV GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNİN KONUTLARDA NET ALAN HESABINA İLİŞKİN BÖLÜMÜNÜN YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İŞLEMİNİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/680 2018/2 17.01.2018 Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "Avukatlık Ücretleri" başlıklı I-B-4. bölümünde yer alan "...Avukatlar aldıkları bu para için davayı kazanana serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV hesaplayıp ayrıca gösterirler. Mahkeme kararında "KDV hariç" şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV, düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir." şeklindeki kısmının iptali istemiyle açılmıştır. Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Dördüncü Dairesinin, 23.5.2017 gün ve E:2014/4695, K:2017/4767 sayılı kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/368 2017/626 13.12.2017 Defter ve belgeleri usulüne uygun şekilde yazıyla ve yasada öngörülen süre verilerek kendisinden istenmeyen davacının defterlerine;Muhasebe bürosunda muhafaza edilmekte olup aralarında davacının da bulunduğu(140) mükellefin yasal defterlerinin boş olduğu, kayıtların işlenmediği tespit edilerek, bu defterlere el konulduğu; bu durumun adı geçen şahıs ile inceleme elemanı tarafından imzalanan ... tarihli tutanağa bağlandığı ve bu tespite istinaden incelemeye alınan davacı adına, yasal defterlerinin boş olması sebebiyle katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek uyuşmazlık dönemleri için cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmıştır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/548 2017/606 13.12.2017 Kur farkı, dövizin, değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan fark olarak tanımlanmaktadır. Dövizli işlemler sonrasında mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan kişi tarafından her zaman ilave bir bedel elde edilmesi mümkün olmadığından ve döviz kurunun düşmesi halinde alıcı lehine bir durum oluştuğundan kur farkı, niteliği itibarıyla maddede sayılan diğer gelir unsurlarından farklılık arz etmektedir. Kur farkı niteliği itibarıyla Katma Değer Vergisi Kanununun, matraha dahil olan unsurların düzenlendiği 24?üncü maddesinde sayılan gelir unsurlarından farklılık arzettiğinden sözü edilen maddede yer alan "gibi" ifadesinden yola çıkılarak, kur farkının, vade farkı mahiyetinde olduğu kabul edilmek suretiyle katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi verginin kanuniliği ilkesine aykırılık oluşturacağı düşünülmektedir. Ayrıca dava konusu Tebliğ ile katma değer vergisi matrahına ilişkin hükümlerin yorum yoluyla genişletilmesi, vergilendirmenin temel öğelerinin kanunla belirlenmesi gerekliliğini de kapsayan verginin kanuniliği ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/618 2017/521 08.11.2017 Türkiye Barolar Birliği tarafından açılan 456 sıra sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemli davada; Danıştay 4. Dairesi davayı reddetmiş yapılan temyiz üzerine Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, 08/11/2017 günlü E:2017/618 K:2017/521 sayılı kararı ile dava konusu tebliğin "ceza hükümleri" başlıklı 9 uncu maddesi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar vermiştir.
Danıştay Üçüncü Daire 2015/5926 2017/3590 04.05.2017 Dava konusu uyuşmazlıkta 2004 yılı hesaplarının incelenmesi sonucu davacı şirket tarafından kayıt ve beyan dışı bırakıldığı tespit edilen kurumlar vergisi matrah farkının bilançoda yer almadığı ve sermayeye de eklenmediği görülerek bu kâr farkının ortaklara dağıtıldığı halde vergi kesintisi yapılmadığı sonucuna varılmak suretiyle değinilen matrah farkı üzerinden hesaplanan gelir (stopaj) vergisinin Mahkemece, 2004 yılına ilişkin kurumlar vergisinin tarh zaman aşımına uğramak suretiyle kaldırıldığı ve bu nedenle gelir (stopaj) vergisinin dayanağı kalmadığı gerekçesiyle kaldırılmasından dolayı öncelikle dava konusu tarhiyata esas teşkil eden kâr dağıtımının ne zaman yapıldığının ve gelir (stopaj) vergisi bağlamında vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleştiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun 469. maddesine göre kanuni ve ihtiyari yedek akçelerle Kanun ve esas mukavele hükmünce ayrılması gerekli diğer paralar safi kârdan ayrılmadıkça kâr payı dağıtılamaz ve 470. maddesinde de kâr payı ancak safi kârdan ve bu gaye için ayrılan yedek akçelerden dağıtılabilir. Şirketin yetkili organlarınca alınmış herhangi bir kâr dağıtımı kararı bulunmasa dahi, beyan dışı bırakılan kârın ortaklar tarafından fiilen elde edildiğinin kabulü gerekeceğinden ve gelir (stopaj) vergisi yönünden vergiyi doğuran olay beyan dışı bırakılan kurum kazancının elde edildiği takvim yılını izleyen yılın Nisan ayında kâr payı elde edilmekle doğacağından, kurumlar vergisinin tarh zaman aşımına uğramış olmasından dolayı gelir (stopaj) vergisinin de tarh zaman aşımına uğradığı sonucuna varılamayacağı.
Yargıtay On Üçüncü Hukuk Dairesi 2015/16663 2017/3927 04.04.2017 Serbest meslek makbuzları fatura değildir ve TTK'nın 21/2'nci maddesi uyarınca davalı tarafça faturanın alındığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde fatura içeriğine bir itirazda bulunulmadığından fatura bedelinin kesinleşmiş olmasına dair hüküm serbest meslek makbuzları için uygulanamaz.
T.C. DANIŞTAY Dördüncü Dairesi 2014/4835 2017/2170 02.03.2017 • KONUT VERGİLENDİRMESİNDE NET ALAN HESABI • 150 M²'NİN ALTINDAKİ BİR KONUTTA VERGİ İADESİ HESABI • ORTAK KULLANIMA AİT ALANLARIN İADE HESABI • İNDİRİMLİ ORANA TABİ TESLİMLERLE İLGİLİ İADE EDİLECEK KDV • SOSYAL VE KÜLTÜREL İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK ÜZERE YAPILAN ALANLAR • ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNE İLİŞKİN KDV
Danıştay 4. Dairesi 2014/4835 2017/2170 02.03.2017 150 metrekare Konutların indirimli oranda KDV iadesinde konutların metrekare Hesabı KDV uygulama genel tebliğinin net alan hesabına göre değil, planlı alanlar tip imar yönetmeliğine göre yapılacağı hk.
Danıştay Üçüncü Daire 2013/9693 2017/514 02.02.2017 İlgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükmü yer almış olup; buna göre, indirim hakkının, ilgili vesikaların anılan süre içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi koşuluyla kullanılması olanaklı bulunmaktadır. Oysa inceleme elemanına ibraz edilmeyen defterlerdeki kayıtların yasada öngörülen süre içerisinde yapıldığının, bu sürenin sona ermesinden sonra, mahkemece tespiti de olanaksızdır. İdari yargı yerlerinin denetim yetkisi, Kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasını kapsar; yoksa söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucunu yaratmaz. Mücbir sebep hali bulunmaksızın incelemeye ibraz edilmediği halde daha sonra dava aşamasında Mahkemeye ibraz edilen defter ve belgeler üzerinde Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmeyeceği.
Danıştay Üçüncü Daire 2016/13139 2016/8464 19.12.2016 Tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin, dava açma süresinin işlemesini başlatmayan bir neden oluşturacağı hakkında.
Danıştay Üçüncü Daire 2016/7905 2016/4561 16.06.2016 İnceleme yetkisi bulunan takdir komisyonlarının, sahte olduğu tespitli faturalara konu katma değer vergisi indirimlerinin reddi yetkisi bulunduğu hakkında.
Danıştay Dördüncü Daire 2015/1788 2016/3090 14.06.2016 Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olmadığı tespit edilen danışmanlık hizmeti giderlerinin kurum kazancından indirilemeyeceği hakkında.
Danıştay Dördüncü Daire 2016/1411 2016/932 07.03.2016 Mükellefin faaliyeti kapsamındaki kazancı ile doğrudan bir ilgisi bulunmayan giderin kanunen kabul edilmeyen gider olacağından bu gider nedeniyle ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılacağı hakkında.
Danıştay Üçüncü Daire 2016/1607 2016/1944 03.03.2016 Kurumlar Vergisi Kanununun Örtülü Sermaye Başlıklı 12'nci maddesinde belirtilen "kar payı dağıtımının", Katma Değer Vergisi Kanununda sayılan türde bir teslim veya hizmet olarak değerlendirilemeyeceği hakkında.
Danıştay Dördüncü Daire 2013/7569 2016/853 02.03.2016 Abonelik sözleşmeleri uyarınca yapılan tüketim sonucunda düzenlenen faturaların zamanında ödenmemesi nedeniyle hesaplanan faiz için tahsil edildiği, tarih itibariyle katma değer vergisi beyannamesi verilebileceği hakkında.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2015/1073 2016/141 10.02.2016 213 sayılı Vergi Usul Kanununda, beyana dayalı vergilendirmede, matrahın veya verginin tümüyle ya da kısmen ihtirazi kayıtla bildirilmesini öngören bir düzenleme yapılmadığı, beyanname ile bildirilmesi gereken matrahın vergi kaybı yaratmaktan kaçınılarak, vergi kanunlarında belirtilen zamanda çekince ile beyan edilebilmesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27'nci maddesinin 3'üncü fıkrasında düzenlendiği, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açılmasının tahsil işlemlerini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebileceği kurala bağlanarak, zamanında verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmasının beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesinin olanaklı kılındığı, 213 sayılı Kanunun 378'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacaklarının düzenlendiği, beyan üzerinden alınan vergilere ait matrahın ihtirazi kayıtla beyanının, beyannamenin vergi kanunlarında öngörülen zamanlarda verilmesi koşuluna bağlı olduğu, süresi geçtikten sonra verilen beyannameye konulan ihtirazi kaydın ise beyanname üzerinden yapılan tahakkuka etkisi bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Danıştay Dördüncü Daire 2012/8339 2016/337 08.02.2016 Yurt dışındaki işlerle ilgili giderlere karşılık olmak üzere hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceğinin herhangi bir ispat şartına bağlı olmadığı hakkında.
Danıştay Üçüncü Daire 2014/1471 2015/10053 23.12.2015 Ar-Ge faaliyetlerinin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle herhangi bir iktisadi kıymetin oluşmaması veya gayri maddi hakkın ortaya çıkmaması hallerinde, bu faaliyet kapsamında yapılan harcamaların doğrudan gider yazılabileceği hakkında.
Danıştay Üçüncü Daire 2014/850 2015/10056 23.12.2015 Davacı şirket yetkililerinin, ihracat faaliyetleri kapsamında yurt dışında belgesiz ya da belgesi temin edilemeyen bir harcamanın bulunmadığı hususundaki ikrar ve beyanı karşısında, şirket tüzel kişiliğinin götürü gider indiriminden faydalanmasının mümkün olmadığı hakkında.
Ankara 1. Vergi Mahkemesi 2014/1191 2015/2538 28.10.2015 DAVANIN ÖZETİ : Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından , davacı şirketeihale edilen ''Uşak İli 400 Yataklı Devlet Hastanesi'' İnşaat İşi için alınan ihale kararı üzerinden ödenen karar pulu ile sözleşme nedeniyle davacı şirket tarafından ödenen damga vergilerinin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurunun davalı idare tarafından karar pulunun iadesi damga vergisinin iade talebinin ise reddedilmesine ilişkin 14.02.2014 tarihli ve 0701 sayılı işleminin; 488 sayılı Kanunun Ek 2. maddesi gereğince döviz kazandırıcı işlemlerin damga vergisinden müstesna olduğu, işlerin ihalesi 4734 sayılı Kanunuyarınca yabancı isteklilere açık olduğu, vergi harç ve istisna belgesi olmaksızın istisnanın re'sen uygulanması gerektiği ileri sürülerek iptali ile iadesi kabul edilmeyen damga vergisinin yasal faizi ile birlikte, iadesi yapılan karar pulunun ise tahsil edildiği tarihten iade edildiği tarihine kadar hesaplanacak yasal faizi istenilmektedir.
Danıştay Dokuzuncu Daire 2012/9423 2015/8802 16.09.2015 Serbest Bölgelerdeki firmalara verilen gümrük müşavirliği hizmetinin 3065 sayılı KDV Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca istisna kapsamında olduğu hakkında.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/9-589 2011/740 07.12.2011 İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2011/390 2011/583 12.10.2011 Vergi Usul Kanununun 8'inci maddesinde, bu Kanunun diğer maddelerinde geçen mükellef tabirinin vergi sorumluları için de geçerli olduğunun kurala bağlanması nedeniyle vergi sorumlularının da mükellefler gibi tarh edilen vergilere ve cezalara karşı Kanunun 377 ve 378'inci maddelerine göre dava açmaları olanaklı görüldüğünden, davayı, vergi sorumlusu olarak davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca reddeden vergi mahkemesi ısrar kararının hukuka uygun görülmediği hakkında.
Danıştay 7. Daire 2007/5346 2008/4603 13.11.2008 Özeti : Dahilde işleme izin belgesikapsamında geçici olarak ithal edilen eşyanın, işlenerek ihracınıngerçekleştirilmesini müteakip, taahhüt hesabı kapatılarak, teminatların iadeedilmesinden sonra, ihracata ilişkin belgelerin gerçeği yansıtmadığının tespitedilmesi halinde, gümrük yükümlülüğü doğmuş olacağından, gümrük vergilerialınmadan yurda girişi yapılan eşyaya ilişkindir.